HEDEFE NASIL HAZIRLANILMALI? Öncelikle şunu baştan söylemem gerekiyor, eğer turnuvaları hayal etmeye başlamışsanız burdan geri dönüş yok, o zehri almışsanız, gerçekten farklı bir dönem sizi bekliyor artık. Gelelim konumuza, ben Ege Pekel, yıllardır bu camianın içindeyim ve sabah-akşam tenis ve tenisle alakalı şeyleri düşünerek vaktimi geçiriyorum. Mesela, gribim eskirse hangi markadan ne renk alacağımı, ayakkabım erimeye başladıysa yeni alacağım ayakkabıyı, Instagram hesabımda paylaşacağım yeni antrenman videosunu vb. şeyleri düşünüyorum. Ama en önemlisi en yakın turnuvayı düşünmekten kendimi alamıyorum. 22 Şubat 2020 de Ankara Tenis Kulübü’nde Büyükler Kış Kupası var. Bu turnuvayı düşünmekten kendimi alamıyorum mesela. Peki bir tenisçi kendini turnuvaya nasıl hazırlamalı? Şimdi anlatacaklarıma kulak verin lütfen çünkü yıllardır yaptığım bazı rutinlerden ve bunların oyunumda yarattığı olumlu sonuçlardan bahsetmek istiyorum. ...
Normalde yazılarıma soru ile başlamayı sevmem. Ama bu konu hakkındaki düşüncelerimi soru sorarak başlarsam daha iyi aktarabileceiğimi düşündüm. Tabi başlığı okuduktan sonra siz de içinizden hemen şu cevapları vermiş olabilirsiniz: Günlük hayatın stresinden kurtulmak için birebir, fiziksel olarak kendimi dinç tutmalıyım, küçüklüğümde başlama fırsatım olmadı, şimdi başlamak kısmetmiş gibi bir sürü cevap düşünmüş olabilirsiniz. Fakat tenis oynamak insana çok daha başka, derin şeyler katmaktadır benim görüşüme göre. Korta ilk 7 yaşında girdim. Normalde tenisin “T” sinden haberim yoktu. Babam özel ders aldığı için başlatmıştı beni tenise. Ben korta ilk çıktığım günü hayatımın değiştiği gün olarak nitelendiririm. Başka hiçbir şeye bu kadar emek vermedim. Bilirsiniz, 2 saate yaklaşmış bir antrenmanın sonunda vücudunuzda güzel fakat hüzünlü bir yorgunluk oluşur. Güzel olmasının sebebi tenis oynamışsınızdır ve ne kadar yorgun olursanız olun kafanızda diğer antrenman gününü planlıyo...