Ana içeriğe atla

BİR İNSAN NEDEN TENİS OYNAMALI?

   

Normalde yazılarıma soru ile başlamayı sevmem. Ama bu konu hakkındaki düşüncelerimi soru sorarak başlarsam daha iyi aktarabileceiğimi düşündüm. Tabi başlığı okuduktan sonra siz de içinizden hemen şu cevapları vermiş olabilirsiniz: Günlük hayatın stresinden kurtulmak için birebir, fiziksel olarak kendimi dinç tutmalıyım, küçüklüğümde başlama fırsatım olmadı, şimdi başlamak kısmetmiş gibi bir sürü cevap düşünmüş olabilirsiniz. Fakat tenis oynamak insana çok daha başka, derin şeyler katmaktadır benim görüşüme göre. Korta ilk 7 yaşında girdim. Normalde tenisin “T” sinden haberim yoktu. Babam özel ders aldığı için başlatmıştı beni tenise. Ben korta ilk çıktığım günü hayatımın değiştiği gün olarak nitelendiririm. Başka hiçbir şeye bu kadar emek vermedim. Bilirsiniz, 2 saate yaklaşmış bir antrenmanın sonunda vücudunuzda güzel fakat hüzünlü bir yorgunluk oluşur. Güzel olmasının sebebi tenis oynamışsınızdır ve ne kadar yorgun olursanız olun kafanızda diğer antrenman gününü planlıyorsunuzdur. Hüzünlü olmasının nedeni ise antrenman bitmiştir. O kadar keyif aldınız ki tenis oynamaktan, sınırsız enerjiniz olsa belki de korttan hiç çıkmayacaksınız. Sizce de mükkemmel bir şey değil mi tenis? Düşünüyorum da, hayatımda başka hangi alanda sınırsız enerjim olsa hep o noktada kalmak isterim diye. Bir elin parmağını geçmez. O zaman elimizdeki bu “tenis” nimetine sahip çıkmamız gerekiyor. Bu noktaya başka yazılarımda değineceğim. Bu nimete sahip çıkma konusunu şöyle açıklayayım: Tenisten uzak kalmamak. Yani antrenman yaparak tenis seviyemizi güncel tutmaktan bahsediyorum. Ama piyasadaki tenis malzemesi, kort kiraları vb. unsurların fiyatları almış başını gidiyor, o zaman ben ne kadar sık korta çıkabilirim ki? Hem ayakkabı eskiyor, hem top eskiyor, hem de kort ücretleri tavan… İşte bu başka yazımın konusu.

Konumuza dönelim. Kortta hiç rakip çok iyi oynadığında strateji üretemediğiniz, çıkmaza girdiğiniz anlar oldu mu? Bu da sorumu Ege dediğinizi duyar gibiyim. Peki o zaman asıl soruyu sorayım, kortta bu tarz durumlarda kaldığınızda nasıl üstesinden geldiniz? İşte bu nokta, tenisin sadece fiziksel bir spor olmadığını, oynayan kişileri kafalarını çalıştırmaya ittiğini gösteriyor. Ne kadar çok farklı rakiple oynarsak o kadar farklı oyun görürüz teniste. Bu kadar farklı oyun tarzı varken her birine farklı oyun oynamamız mümkün müdür? Sadece birkaç çeşit oyunla tüm oyunları çözebilir miyim? Bu soruları cevaplamayı size bırakıyorum.

Eminim siz de bir tenis topluluğuna veya bir tenis Whatsapp grubuna üyesinizdir. Bu gruplara katıldığınızdan beri kaç kişi tanıdınız? Kaç dostunuz oldu? Biliyorum bu yazıda size çok soru sordum ama sormadan edemiyorum çünkü üzerine düşünecek o kadar çok şey var ki… Ben size tenis takımımla alakalı bir örnek vereyim. Daha küçükken tenise başladığımda takımda kimseyi tanımıyordum. Hepimiz yaklaşık aynı yaştaydık fakat kimse birbirini tanımıyordu. Buna aileler de dahil. Size şu an ki durumu söyleyeyim. Şu hayattaki en yakın dostlarımın çoğu o takımdaydı. Bu insanlarla bütün Türkiye’yi gezdim ve neredeyse hepsiyle birlikte double’a katıldık. Sadece bu değil, ailemin de en yakın dostları o takımdaki arkadaşlarımın ailesi oldu. Birlikte tatillere gidildi, birlikte üniversiteye girildi. Biz büyük bir aile olduk kısaca. İşte bu nokta çok önemli, sizin de bir tenis aileniz var mı? Öylesine sordum. Olduğunu biliyorum zaten. İşte yukarıdaki sebeplerden dolayı bir insan tenis oynamalı. Fiziksel ve mental gelişim, manevi değerler, network ve daha fazlası…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HEDEFE YÖNELİK NASIL ÇALIŞABİLİRİM?

  HEDEFE NASIL HAZIRLANILMALI?   Öncelikle şunu baştan söylemem gerekiyor, eğer turnuvaları hayal etmeye başlamışsanız burdan geri dönüş yok, o zehri almışsanız, gerçekten farklı bir dönem sizi bekliyor artık. Gelelim konumuza, ben Ege Pekel, yıllardır bu camianın içindeyim ve sabah-akşam tenis ve tenisle alakalı şeyleri düşünerek vaktimi geçiriyorum. Mesela, gribim eskirse hangi markadan ne renk alacağımı, ayakkabım erimeye başladıysa yeni alacağım ayakkabıyı, Instagram hesabımda paylaşacağım yeni antrenman videosunu vb. şeyleri düşünüyorum. Ama en önemlisi en yakın turnuvayı düşünmekten kendimi alamıyorum. 22 Şubat 2020 de Ankara Tenis Kulübü’nde Büyükler Kış Kupası var. Bu turnuvayı düşünmekten kendimi alamıyorum mesela. Peki bir tenisçi kendini turnuvaya nasıl hazırlamalı? Şimdi anlatacaklarıma kulak verin lütfen çünkü yıllardır yaptığım bazı rutinlerden ve bunların oyunumda yarattığı olumlu sonuçlardan bahsetmek istiyorum.       ...